Yolculuk var,Yarın sabah Almanya ya gidiyoruz ...Dostlarla geçirilecek güzel zamanlar halledilecek işleri bitirdikten sonra buradayım...15 gün sonra görüşürüz arkadaşlar...
özel günler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
özel günler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
28 Ocak 2011 Cuma
13 Ocak 2011 Perşembe
Her derde deva arkadaşlarım!
Maille bana gelen arkadaşlara dair bu yazıyı paylaşmak istedim...
Arkadaşlarımın hepsini bir araya toplasam bayağı kafası karışır herhalde insanların. “Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” lafının anlamı kalmaz.
Arkadaşlarımın hepsini bir araya toplasam bayağı kafası karışır herhalde insanların. “Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” lafının anlamı kalmaz.
Neden hepsi birbirinden bu kadar farklı benim arkadaşlarımın?
Neden bazıları marjinal ötesi?
Biri arkadaşımsa diğeriyle nasıl anlaşabiliyorum? Neden kimse anlayamıyor?
Galiba onların hepsi içimdeki çok farklı “ben”leri gün ışığına çıkarıyor da ondan.
Biriyle uslu ve kibar oluyor,
Diğeriyle küfürlü konuşup, abuk şakalar yapıyorum.
Biriyle oturup ciddi ciddi konuşuyorum.
Diğeriyle saçma sapan şeylere kıkırdıyorum.
Biriyle evde oturup çay içiyorum.
Diğeriyle bara gidip dans ediyorum.
Birinin derdini dinleyip öğüt veriyorum.
Diğerinin bana verdiği öğütleri dinliyorum.
Hepsi bir bulmacanın parçaları sanki, tamamlayınca ortaya bir hazine çıkıyor. Arkadaş hazinesi!
Beni bazen benden daha iyi anlayan, iyi günümde, kötü gönümde beni yalnız bırakmayan arkadaşlarım...
Hepsi farklı günlerde aldığım rengarenk anti-depresanlarım sanki.
8 Ocak 2011 Cumartesi
Nişan Bohçası Daveti
Geçen hafta nişanlanan amcamın oğlunun nişan bohçası davetinde yapılan hazırlıklar...
Çok keyifli ve güzel bir gündü.. Bülent ve Meryeme ömür boyu mutluluklar ....
İkramlarımız..
Zeytinyağlı Yaprak Sarma
Peynirli Su Böreği
Fındıklı Ev Baklavası
Peynirli ,Patatesli Poğaça
Mercimek Köftesi
Portakallı İrmik Tatlısı
Un Kurabiyesi
Sade Kek
Patatesli Peynirli Poğaça

Çok keyifli ve güzel bir gündü.. Bülent ve Meryeme ömür boyu mutluluklar ....
İkramlarımız..
Zeytinyağlı Yaprak Sarma
Peynirli Su Böreği
Fındıklı Ev Baklavası
Peynirli ,Patatesli Poğaça
Mercimek Köftesi
Portakallı İrmik Tatlısı
Un Kurabiyesi
Sade Kek
Portakallı İrmik tatlısı
Hatice Yengemin Yaptığı Pratik Portakallı İrmik Tatlısı nefisti
Hemen tarifini aldım
2 bardak irmik
2 bardak şeker
2 bardak su
tereyağ , veya margarin
çok az sıvı yağ ekleyin
çok az sıvı yağ ekleyin
1 portakal kabuğu rendesi
önce 2 bardak şeker ve su kaynatılır
2 bardak irmik isteğe göre tereyağ veya margarin ile kavrulur
kavrulan irmiğe şerbet dökülür portakal kabuğu rendelenir tencerenin kapağı kapatılır
ılık veya soguk servis yapılır..
Daha önce yayınladığım peynirli poğaça hamuruyla patatesli de yaptım çok güzel oldu..
Nişan Bohçası
Damat Lokumu
Kız tarafının getirdiği Karadeniz yöresine ait olan Damat lokumu
Tereyağıyla yapılan çok lezzetli bir kurabiyedir ama biz de lokum diye tabir edilir..
tarifini alamadım ilerki zamanlar da tarifini alıp yayınlarım...
7 Ocak 2011 Cuma
Ablamın Objektifinden
Resimle uğraşan veya resim sergilerini gezmeyi seven blogcu arkadaşlar varmıdır bilmiyorum... Bildiğiniz gibi Ablam amatörce resim yapıyor... İstanbul Pera Müzesinde gittiği resim sergisinden çekmiş olduğu, fotoğraftan ayırt etmesi güç yağlıboya tablolar...
Bu resimler 19.yy Rusya'sında yapılmış..
Pera'nın Cafesinde içilen Türk kahvesi sunumu...
30 Aralık 2010 Perşembe
Yeni Yıl
Hayatı yenecek kadar güçlü, hayattan beklediklerinizi alacak kadar umutlu, umudunuzu yitirmeyecek kadar inançlı, mutlu ve sevgi dolu günler sizin olsun Yeni yılınız kutlu olsun...
Blogda çok yeni olmama rağmen güzel yorumları ile bana destek olan beni umutlandıran bütün blogcu arkadaşlara çok teşekkür ederim..
Yeni ve daha nice yıllara hep beraber İNŞALLAH...
29 Aralık 2010 Çarşamba
Acilde Sınırsız Eğlence
Pencere önünde ki çiçeklerim..
Nette okuyup etkilendiğim bir yazıyı sizinle paylaşmak istedim ..

Bir hastane penceresinden bakınca ne kadar boş ve manasız görünüyor dışardaki yenil yıl telaşı...
İhtimal, hapishane parmaklıkları arkasından da böyle görünür. Yanağını dayadığı camda baba hasretiyle bekleyen çocuğun penceresinde, huzur evi inzivasında, asker avlusunda, yetimler sığınağında, köprü altı çocuklarının hayallerinde ya da ne bileyim; morg görevlisinin radyosunda, mezarlık bekçisinin ekranında…
Her yıl 31 aralık gecesi ‘’sınırsız eğlence’’ diyor televizyonlar… Bir de bu pencereden baktığınızda, bütün bu heyecanın, her sene biraz daha yaklaşan o kaçınılmaz sonu unutma telaşı olduğunu hissediyor insan…
’Vur patlasın, çal oynasın’’a bir biçarelik yazgısı…
O cümbüşten uzakta, bir hastane köşesinde hayat muhasebesine çekilince bocalıyor insan…
Yolcu gibi bir yerden bir yere gidiyoruz, iki beyaz bez arasında kundaktan kefene koşarken fark edemiyoruz, geçici olarak emanet aldığımızı hiç vermeyecek gibi taşırken…
Bekleme salonundan ACİL’i seyrediyorum, pencere üstelerinde güvercinler var sabahı bekleyen, dışarıda hayat bir lodos, kar sulusepken camı döverken, üstad Necip Fazıl’ın mısraları geçiyor içimden…
Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar
Nede şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar…
Akşam inip de mesai bitince, başlıyor taarruz. Devanın peşinde devasa bir koğuş, kah ayak sürüyerek kah şimdi can verecekmiş gibi soluksuz öksürerek karşılıyor yeni yılı. Karanlığın battaniyesi saklıyor bitkin hastaları, bundan sonrası tesbih, dua, şükür, serum…
Karşı sedyede yatan dede akşam 16:00 dan beri burada,arada bir göz göze geliyoruz gülüyor bana,geçtiğimiz 72 yılı nerde geçirdi bilmem ama 73. yıl yoklamasında ‘’burdaa’’. Çığlık çığlığa bir ambulans bölüyor sessizliği…
Gecenin en karanlık olduğu an, sabaha en yakın olduğunuz andır… İlkin sabah ezanı müjdeliyor gecenin bittiğini sonra gürültülü kahvaltı arabası...
Şimdi herkes ‘’ya çıkarsa’’ diyerek aldığı umudunu kontrol ederken, serviste ki yatalakların umudu ise dr.’un iki dudağı arasında, hemşirenin çizelgeye işlediği nabız tutanağında, belki de dilini bilmediği bir patoloji raporunda…
Hayat, eczalı bezler arasından ‘’iyileş hadi’’ diye haykırıyor, bak yeni bir umut doğuyor.
Sabah olupta dede torununu kucağına aldığı zaman anlıyorsun ki…
Bir taraftan dolarken diğer taraftan boşalan bir havuz problemi gibi hayat, nedense ben hep zorlanırım bu problemi çözerken…
Bugün gitmek mümkün olsa, koştukça yelesinden takvim yaprakları savrulan bir kısrağın üzerinde, gitsem uzaklara… Bu yıl umut almadım, ne olduğunu bilmediğim bir umudum var. Sardunyama kar yağdı, anılarım toza bulandı, çocukluğum Kaf Dağı’nın ardında kaldı, yaşama ağrısı boynuma asıldı…
Ve… Mevlana’nın unutulmaz nasihatı
‘’ Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sizlere içinde inci tanesi vardır’’…
Bir çocuk heyecanıyla, nice umut dolu yıllara…
Yeni yıl mutluluk getirsin, yüreğini sevgiye açanlara…
İhtimal, hapishane parmaklıkları arkasından da böyle görünür. Yanağını dayadığı camda baba hasretiyle bekleyen çocuğun penceresinde, huzur evi inzivasında, asker avlusunda, yetimler sığınağında, köprü altı çocuklarının hayallerinde ya da ne bileyim; morg görevlisinin radyosunda, mezarlık bekçisinin ekranında…
Her yıl 31 aralık gecesi ‘’sınırsız eğlence’’ diyor televizyonlar… Bir de bu pencereden baktığınızda, bütün bu heyecanın, her sene biraz daha yaklaşan o kaçınılmaz sonu unutma telaşı olduğunu hissediyor insan…
’Vur patlasın, çal oynasın’’a bir biçarelik yazgısı…
O cümbüşten uzakta, bir hastane köşesinde hayat muhasebesine çekilince bocalıyor insan…
Yolcu gibi bir yerden bir yere gidiyoruz, iki beyaz bez arasında kundaktan kefene koşarken fark edemiyoruz, geçici olarak emanet aldığımızı hiç vermeyecek gibi taşırken…
Bekleme salonundan ACİL’i seyrediyorum, pencere üstelerinde güvercinler var sabahı bekleyen, dışarıda hayat bir lodos, kar sulusepken camı döverken, üstad Necip Fazıl’ın mısraları geçiyor içimden…
Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar
Nede şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar…
Akşam inip de mesai bitince, başlıyor taarruz. Devanın peşinde devasa bir koğuş, kah ayak sürüyerek kah şimdi can verecekmiş gibi soluksuz öksürerek karşılıyor yeni yılı. Karanlığın battaniyesi saklıyor bitkin hastaları, bundan sonrası tesbih, dua, şükür, serum…
Karşı sedyede yatan dede akşam 16:00 dan beri burada,arada bir göz göze geliyoruz gülüyor bana,geçtiğimiz 72 yılı nerde geçirdi bilmem ama 73. yıl yoklamasında ‘’burdaa’’. Çığlık çığlığa bir ambulans bölüyor sessizliği…
Gecenin en karanlık olduğu an, sabaha en yakın olduğunuz andır… İlkin sabah ezanı müjdeliyor gecenin bittiğini sonra gürültülü kahvaltı arabası...
Şimdi herkes ‘’ya çıkarsa’’ diyerek aldığı umudunu kontrol ederken, serviste ki yatalakların umudu ise dr.’un iki dudağı arasında, hemşirenin çizelgeye işlediği nabız tutanağında, belki de dilini bilmediği bir patoloji raporunda…
Hayat, eczalı bezler arasından ‘’iyileş hadi’’ diye haykırıyor, bak yeni bir umut doğuyor.
Sabah olupta dede torununu kucağına aldığı zaman anlıyorsun ki…
Bir taraftan dolarken diğer taraftan boşalan bir havuz problemi gibi hayat, nedense ben hep zorlanırım bu problemi çözerken…
Bugün gitmek mümkün olsa, koştukça yelesinden takvim yaprakları savrulan bir kısrağın üzerinde, gitsem uzaklara… Bu yıl umut almadım, ne olduğunu bilmediğim bir umudum var. Sardunyama kar yağdı, anılarım toza bulandı, çocukluğum Kaf Dağı’nın ardında kaldı, yaşama ağrısı boynuma asıldı…
Ve… Mevlana’nın unutulmaz nasihatı
‘’ Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sizlere içinde inci tanesi vardır’’…
Bir çocuk heyecanıyla, nice umut dolu yıllara…
Yeni yıl mutluluk getirsin, yüreğini sevgiye açanlara…
19 Aralık 2010 Pazar
Yağlı Boya Resimler
Bazı arkadaşlarım ablandan bahsediyorsun peki ablanın hiç tarifi yok yemek yapmıyor mu diye latife ettiler :)))
Ablam çok güzel yemek yapar ilerde onun tariflerinden de burada yayınlayacağım inşallah,ablamın amatörce bir uğraşı var sizlerle paylaşmak istedim....
12 Aralık 2010 Pazar
Doğum günü
Bana her konuda olduğu gibi bu blogun oluşmasında da büyük katkıda bulunan ablamın (gittiği her yere fotoğraf makinesiyle gidiyor artık) yarın yani 13.12. Pazartesi doğum günü, ona sevgilerimle beraber yukarıdaki şiiri hediye ediyorum .doğum günün kutlu olsun abla ,iyiki varsın...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)